25 Aralık 2015 Cuma

1930 FIFA Dünya Kupası

1930 FIFA Dünya Kupası


İlk FIFA Dünya Kupası, dönemin FIFA Başkanı Jules Rimet'in onuruna Jules Rimet Kupası1930 yılında Uruguay'da 13 - 30 Mayıs tarihleri arasında 1929'da Barcelona Kongresi'nde alınan FIFA kararı çerçevesinde düzenlendi ve tüm maçlar başkentMontevideo'da oynandı. Uruguay'ın seçilmesinin ana sebeplerinden biri, Uruguay'ın futbolda 1928 Olimpiyat şampiyonu olmasıydı. Turnuvayı finalde Arjantin'i 4-2 yenen ev sahibi Uruguay şampiyon olarak tamamlamıştır.
İlk Dünya Kupası'na 13 ülke katılmıştır. Bu ülkeler hiçbir eleme maçı oynamadan FIFA tarafından davet edilenlerden turnuvayı katılmayı kabul eden 13 takımdır. Bu turnuvayı organize etmeyi kabul eden Uruguay'a uzun sürecek yolculuk ve masraflar sebebiyle pek çok Avrupa ülkesi katılmayı kabul etmemiştir. Buna rağmen BelçikaFransaRomanya ve Yugoslavya takımları 3 haftalık bir deniz yolculuğu ile Uruguay'a ulaşmışlardır.13 takım 4 gruba ayrıldı, bir grupta dört takım yer almıştı. Diğerleri ise üçer takımdan oluşmuştu. Grubunu lider bitiren 4 takım yarı final oynamaya hak kazandı. 18 maçın oynandığı kupada toplam 70 gol atıldı. Tamamımın Montevideo'da oynanan turnuvada maçları yaklaşık 435,000 seyirci izledi.
Kupanın en gollü maçı 1. grupta Arjantin'in Meksika'yı 6-3 yendiği maçtı. Arjantinli Stábile bu maçta hat-trick yaptı. 2. grupta YugoslavyaBrezilya'yı 2-1 mağlup ederek kupanın dışında bıraktı. Gruplarını lider tamamlayan Arjantin, Yugoslavya, Amerika Birleşik Devletleri ve Uruguay yarı final oynamaya hak kazandılar.
Yarı final maçları bir daha eşine az rastlanır skorlarla neticelendi. Arjantin, ABD'yi, Uruguay da Yugoslavya'yı aynı skorlarla (6-1) yenerek ilk kez düzenlenen bu dünya kupasında finale yükseldiler. Finalde Arjantin ilk yarısını 2-1 önde kapamasına rağmen skor avantajını ikinci yarıda kaybetti ve 80.000 seyircinin izlediği maçta, Uruguay bulduğu 3 golle adını kendi evinde düzenlediği ilk dünya kupasında şampiyon olarak yazdırdı. İleirki yıllarda düzenlenen turnuvaların aksine bu turnuvada üçüncülük maçı oynanmadı. Turnuvanın gol kralı 8 golle Arjantinli Guillermo Stábile oldu.

Sheffield FC İlk Futbol Kulübü

Sheffield FC


Sheffield Football Club, dünyanın en eski futbol kulübüdür. Kuzey İngiltere'de bulunan Sheffield şehri'nin takımı olan kulüp 1857 yılında kurulmuştur.
Natheniel Creswick ve William Prest adlı iki eski Harrow okulu mensubu 24 Ekim 1857'de Sheffield FC'yi kurdular.
Herhangi bir okul ya da üniversiteye bağlı olmaksızın kurulan ilk futbol kulübü olan Sheffield FC uzun bir süre maçlarını günümüzde Sheffield United'ın sahası olan Bramall Lane'de yapmıştır.
Kulübün kurucuları Creswick ve Prest henüz İngiliz Futbol Birliğinin oluşturulmadığı bir dönemde, Sheffield kuralları adı verilen futbol oyununun genel kurallarını da çizme fırsatı buldular. O döneme kadar genellikle her okul ya da üniversite kendilerine özgü kurallarla futbolu oynuyorlardı. Nitekim Futbol Birliğinin kuruluşundan sonraki dönemde de Sheffield FC kendi kurallarıyla futbol oynamaya 1878 yılına kadar devam edecekti.
Sheffield FC'nin, komşu Hallam FC ile 1861 yılından beri oynadığı futbol maçları dünyanın en eski yerel derbisi olarak kabul edilmektedir. İki kulüpte günümüzde İngiltere Kuzey Bölgesi Doğu Liginde bulunmaktadırlar.

Yıldız Futbolcular Hangi Türk Takımını Tutuyor

Messi ve Ronaldo Türkiye'de hangi takımı tutuyor?

Dünyaca ünlü yıldız futbolcuların Türkiye'de hangi takımı destekledikleri ortaya çıktı. İşte Messi'den Ronaldo'ya, Neymar'dan Robben'e birçok yıldızın ülkemizde desteklediği takımlar.

Dünyaca ünlü yıldız futbolcuların Türkiye'de hangi takımı destekledikleri ortaya çıktı. İşte Messi'den Ronaldo'ya, Neymar'dan Robben'e birçok yıldızın ülkemizde desteklediği takımlar.

Arjen Robben - Fenerbahçe: Robben'in bu tercihi Kuyt'tan kaynaklanıyor.
Lionel Messi - Galatasaray: Barcelona'nın süper yıldızı tercihini Sarı-Kırmızılılardan yana kullandı.
Cristiano Ronaldo - Beşiktaş: Real Madrid'in Portekizli yıldızı Beşiktaş cevabını verirken zorlanmadı. Zira Yıldırım Demirören 2011 yılında Beşiktaş Başkanı iken Cristiano Ronaldo ile 50 milyon euro'luk ortak bir yatırım yapmıştı.
Iker Casillas - Beşiktaş: Real Madrid'in bir diğer yıldızı Casillas da Beşiktaş'ı tercih etti.

Diğer tercihler ise şu şekilde:

Iniesta - Galatasaray
Alexis Sanchez - Fenerbahçe
Franck Ribery - Galatasaray
Hakan Çalhanoğlu - Galatasaray
Neymar - Fenerbahçe
Karim Benzema - Galatasaray
Robin van Persie - Fenerbahçe
Samuel Eto'o - Galatasaray
David Alaba - Galatasaray
Nuri Şahin - Galatasaray
Mesut Özil - Fenerbahçe
Radamel Falcao - Beşiktaş

Fatih Terim Neden Galatasaray'dan Ayrıldı

Fatih Terim'den flaş açıklama: Galatasaray'dan neden ayrıldı?

A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Fatih Terim, Galatasaray'daki görevinden ayrıldıktan sonra ilk kez kameraların karşısına geçti. Fatih Terim hakkındaki iddialara cevap verdi.


A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Fatih TerimGalatasaray'dan ayrılış süreciyle ilgili ilk kez konuştu. The Grand Tarabya Otel'de düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulunan Terim, divan kurulunda konuşmayı planlamasına rağmen kulüp başkanı Ünal Aysal'ın GSTV'de gazeteci Ali Kırca ile yaptığı programın ardından basın toplantısı yapmaya mecbur kaldığını belirterek, şöyle konuştu:

"Bu toplantıyı organize ederken, artılarını ve eksilerini fazlasıyla tarttım. Buna karar vermek çok kolay olmadı. Kimileri için susmam ve konuşmamam, kimileri için ise artık konuşup benim cephemde yaşananları anlatmam gerektiği yönünde görüşler olduğunu biliyorum. Doğal olarak ben, Galatasaray'ı düşünmek ve zarar vermemek için ne kadar titiz davrandıysam, gündemin değişmediğini gördüm. Gördükçe de daha fazla üzüldüğümü ve yaralandığımı fark ettim. Benim de değerlerim ve kıymet verdiğim bir ailem var. Unutulmasın ki sevinen, üzülen, kızan ve kırılan bir insanım. Ben, 'Kişilere değil, Galatasaray'a ve markasına zarar verir miyim?' diye endişe ettim. Görüyorum ki sistematik bir şekilde sürdürülen itibarsızlaştırma çalışmasından 'Fatih Terim'e zarar veriliyor mu?' diyen kimse yok. Şu an konuşarak yanlış yapıyorsam da başkasının yerine bana bir kere de kendi dilimden zarar gelsin diye böyle bir konuşma yapmaya karar verdim. Divan kurulunda konuşmayı planlamıştım ama Sayın Aysal'ın bir gazeteciyle yaptığı televizyon programı beni beklememeye mecbur kıldı."

"Galatasaray Ali Sami Yen'dir, Metin Oktay'dır"

Sarı-kırmızılı kulüpten ayrılması için gerekçe gösterilen "Galatasaray değerlerine aykırı davrandı" eleştirilerine karşı çıkan Fatih Terim, şunları dile getirdi:

"Profesyonellikle, kurumsallıkta bir karar alınır, uygulanır ve biter. Ancak biz de öyle olmadı. Bittikten sonra herkes yoluna gider. Kurumsallık bunu gerektirir. 1,5 aydır alınan bu kararı meşru kılacak, kararın doğruluğunu kabul ettirecek onlarca söylemde, iddiada, hatta serviste bulunuldu. Halan kimsenin aklının bu konuda net olmadığını düşünüyorum. Galatasaraylılara buradan sesleniyorum; lütfen bir haklı haksız, suçlu suçsuz arayışına girmeyin. Beni 40 yıldır tanıyorsunuz. Beni bir kez olsun yüzyüze gelmeden bile tanıyanlar var. Bu benim için gurur verici bir şey. Zor bir insan olabilirim. Kolayım demedim. Egolarım pekçok insandan fazla da olabilir. 'Değişmem, yerimden kımıldamam' demedim hiçbir zaman.

Yaşamını toplumsal ve ailevi değerler üzerine kurmuş, kendisini geliştirmek için hala eğitim alan, Galatasaray kültürünü ve geleneklerini pekçok kişiden daha fazla özümsemiş birine 'Galatasaray değerlerine aykırı davrandın' diyemezsiniz. Eğer insanlarınn bağlılığını gösteren bir terazi olsa, benim kefem pekçok kişiden daha ağır basar. Orada yüreğimin ve Galatasaray'da yaşadıklarımın ağırlığı vardır. Onun için ağır basar. Galatasaraylı büyüklerimden, üyelerin hür iradesiyle seçtiği başkan ve yönetimi hedef gösterecek, suçlayacak ve arkasından konuşacak bir eylem içinde bulunmamayı öğrendim. Hak etmediğim ve yaşamadığım halde, yaşanmış gibi, yaşamadığım, yapmadığım veya olmayan şeyleri doğruymuş gibi gösterilen olaylara açıkçası cevap verecek olmaktan hicap duyuyorum. Galatasaray Kulübü'nün bir divan üyesi olarak söylüyorum, Galatasaraylılık başarılı olmak için ve galip gelmek için her yola başvurmak değildir. Galatasaray Ali Sami Yen'dir, Metin Oktay'dır."

"Çok açık bir iletişim problemi yaşadık"

İkinci döneminde kulüpten ayrılışında merhum başkan Özhan Canaydın'la yaşadıklarını anlatan Terim, sözlerine şöyle devam etti:

"Sayın Aysal'ın da ifade ettiği gibi çok açık bir iletişim problemi yaşadık. Bunu kabul ediyorum ve hiçbir zaman da reddetmedim. Ben derdimi başkanla birebir konuşmayı istedim. Kapısından çıktıktan sonra konuşulanları internet siteleri, sosyal medyadan veya televizyonlardan öğrenmeyi tercih etmedim. Velev ki biz dostuz, öyle kabul edelim. Velev ki aramızda iletişim problemleri var. Bütün bunlara rağmen, yine karşılıklı oturur, konuşur ve yolları ayırırdık. Ben de başarılar diler, eşyalarımı toplar çıkardım. Özhan Canaydın'la yaşadıklarımızın üzerinden 10 sene geçti. Hiçbir yerde duydunuz mu? Hayır.

Madem Galatasaray kültüründen ve değerlerinden bahsediyoruz, antrenmanı bitirip teri soğumadan odasına giden hocasına işine son verildiğini basın yoluyla bildiren, Galatasaray markasıyla yayın yapan televizyon kanalımızda aynı dakikalarda hayal mahsulü bir anlaşmanın haberini veren, evime bildirimde bulunmak için noter gönderen bir anlayış, benim 40 yıldır Galatasaray'da gördğüm ve öğrendiğim bir uygulama değildir. Bu benim hayatım boyunca rasladığım bir şey değildir. Galatasaray Kulübü bu değildir. Galatasaray'da tanımadığım, bilmediğim ve yaşamadığım bir davranış şeklidir. Ümit ederim benden sonra da yerli-yabancı kimse yaşamaz. Çünkü bu Galatasaray'a yakışmaz."

"BAZILARINA HAKKIMI HELAL ETMİYORUM"

Galatasaray'da kendisine yaşatılanlardan dolayı bazı kişilere hakkını helal etmediğini söyleyen deneyimli teknik adam, şöyle devam etti:

"(Eleman) meselesi, yönetim değişikliği, Albayrak ve Dürüst'ün ayrılışı, Mersin İdmanyurdu maçı sonrası TFF ziyaretimde konuşulanlar, aylar öncesinden başlayan yeni hoca isimleri, maç öncesi primin futbolcularla görüşülmesi, sadece futbolcuların kutlanması, emeği geçen hiçbir insanın kutlanmaması ve daha neler neler... Bunları düşünüp alt alta yazsam liste çok uzar. Bunların herhangi birinden sonra benim yerimde kim olsa istifa ederdi. Tam aksine ben, 'dördüncü yıldızı takmadan gitmeyeceğim' dedikçe her şeyin şiddeti arttı. Geriye bakınca bazı şeyleri daha iyi anlıyorum. Aysal'ın televizyon programında dile getirdiği Medical Park Antalyaspor maçı sonrası söylediğim açıklamların birkez daha izlenmesinde yarar var. O açıklamada, 'Görevimin başında, Galatasaray'ın içindeyim. Gönderilmeye çalışılsam bile direneceğimden şüphe duyulmasın' demiştim. Her zor durumda, bana ihtiyaç duyulan ve çağrıldığım her anda koşulsuz, hiç sorunsuz elimi ve gövdemi taşın altına sokmaktan geri kalmadığım Galatasaray Kulübü'nde bana yaşatılanlardan dolayı bazılarına hakkımı helal etmiyorum. Bugüne kadar yapılanları Galatasaraylılar içine sığdırıp affediyorlarsa ben de ediyorum. Beni tanıyan ve her türlü paltformda destekleyen herkese teşekkür ediyorum."

"O KAĞIDIN PEŞİNE DÜŞTÜ"

Fatih Terim, The Grand Tarabya Otel'de düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamaların ardından gazetecilerden toplantı öncesinde yazılı olarak alınan soruları yanıtladı.

Türkiye Futbol Federasyonu'yla (TFF) milli takım için yeni bir sözleşme imzalayıp imzalamayacağıyla ilgili bir soru üzerine Terim, "Mayıs ayına kadar ücretsiz A Milli Takım'ın son 4 maçında bulunmaya ve Türk futbolunun yeniden şekillenmesi için söz verdim. Henüz bu sözümün haricinde bir şey yapmadım. Ne demişsem o var. Bundan sonraki kariyerim ailemi ve beni bağlıyor. Henüz yaşananların etkisi geçmeden bir şey yapmam söz konusu olabilir mi? Ayrıca buna fırsat veriliyor mu? Bir de bu var" diye konuştu.

Deneyimli teknik adam, TFF ile 12 Nisan'da anlaştığı şeklinde iddialara ise şu yanıtı verdi:

"Böyle bir şey söz konusu değil. Bunu dile getirenler ispat etmelidir. Görüşmedim ama öte yandan görevimin başındayken, görüşülen ve teklif götürülen yabancı hocaları neden sorgulamıyorsunuz? Medical Park Antalyaspor maçı öncesi aldığım telefondaki sesten, daha önceki aylarda kulağıma gelen isimlerden... Onların bir dili olsa da konuşsa. Antalyaspor maçı ve Beşiktaş maçının devre arasında 4. yıldızı takmadan gitmeyeceğimi ifade ettim. 12 Nisan'la hiç uymuyor."

"Milli takımda işin özü değil süsü mü rahatsız etti?"

A Milli Takım'la sözleşme imzalamadan önceki süreç hakkında detaylı bilgiler veren Terim, şöyle devam etti:

"Bu süreç benim hayatımda usul ve etik olarak her şeye uyduğum, çok dikkat ettiğim ve Galatasaray'ın zarar görmemesi için hassas davrandığım bir süreçti. Tüm dengeleri gözettim. Her adımda tüm açıklığıyla Galatasaray'da bulunduğum görev ve sorumluluklara zarar vermemek için çok uğraştım. Sayın Demirören 'hocamızı 4 maçlık istiyoruz. Buna izin veriyor musunuz?' diye sorduğunda Galatasaray başkanının, 'Ne demek, isterseniz ocak ayında (tamamen) verelim. Yeter ki 2-3 hafta önce haber verin' cevabı beni çok yaraladı. Vazgeçmeye hazır başkan, bir de bundan emin. Bildiği bir şey varmış.

Ben etik değerlere ve usule aykırı hiçbir şey yapmadım. Teklifin geldiği ilk andan itibaren izinsiz tek adım atmamışken, işin özü değil süsü mü rahatsızlık verdi? Sayın Demirören, imza atılan kağıdı gösterdi. O kağıt görülene kadar koskoca Galatasaray Kulübü, bırakın TFF'yi, kendi hocasına güvenmek yerine o kağıdın peşine düştü. Uğradığım heksızlığı daha nasıl ifade edeyim ki... Söylenildiği gibi yapılan teklif ve sonrasında yaşananlar Galatasaray'ı durdurmak için bir komplo ise bu komplonun kolaylaştırıcısı ve ekmeğine yağ süreni ne yazık ki çok uzakta değil, ama ben değilim."

Milli takım için Başbakan'la görüştüğü iddiası:

Fatih Terim, milli takımı çalıştırması yönünde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan bir talimat alıp almadığı yönündeki bir soru üzerine şunları kaydetti:

"Sayın Başbakan'la bilginiz dahilinde ve haricinde Türk sporu ve futboluyla ilgili zaman zaman görüşüyoruz. Bu konuda sohbetlerimiz oluyor. Kendisi fikirlerimizi, görüşlerimizi ve projelerimizi dinliyor. Kendisinin gönlünden geçenin de Türk futbolunun gelişmesi için elimizi taşın altına sokmamız gerektiği olduğunu biliyorum. Bundan da gurur duyuyorum. Onun için sandığınız senaryolardan daha farklı bir durum olsaydı söylerdim."

Neden sözleşme uzatmadı?

Galatasaray Kulübü Yönetim Kurulu'nun almış olduğu sözleşme uzatma kararı hakkında kendisine bir mukavele sunulmadığını anlatan Fatih Terim, sözlerini şöyle devam ettirdi:

"Sayın Aysal, genel kurulda yönetim olarak bir değişikliğe gitme kararı aldı. Biz de 'o halde genel kurul sonrası hallederiz' diye sözleştik. Genel kurul geçti. Sezon başına gittik, o da geçti. Emirates Kupası geçti. Süper Kupa'yı aldık, o da geçti. Lig başladı. Bu zaman zarfında tek rahatsızlık yok. Mukavele bir defa bile gündeme gelmedi. Ne zaman milli takımla süs imzasını attık ve bu konu çıktı birden bire olaylar çok farklı bir hal almaya başladı. Milli takımın taktik toplantısından sonra yönetim kurulunun iki sene uzatma kararı aldığı belirtildi. Daha da acısı ben bunu Galatasaray'ın resmi sitesinden öğrendim. Kimse beni bilgilendirmedi. Resmi site 'imzaladı' diye yazdı. Sonradan değiştirildi. Bu haberlerin ardından hakikaten şaşırdım. 10 gün geçti. Bana getirilen bir mukavele, öneri ve bilgi var mı? Olmayan şeyleri olmuş gibi göstermeyi becerenler, böyle bir şeyi getirmiş olsalar bu konuda destan yazmazlar mı? Fakat buna gerek de yok. Başkanla karşılıklı verilmiş sözler vardı. Yeterdi o. Bence bunun sebebi, camia ve taraftar baskısıydı."

Galatasaray'la 3. döneminin ilk gününde imzaladığı 3 yıllık sözleşmenin 24 saat geçmeden 1 yıla indirildiğini anlatan Terim, şöyle konuştu:

"Basına gönderilen SMS'lere, oyuncuyla yapılan prim görüşmelerine, arkanızdan söylenenlere, başka hocalarla yapılan görüşmelere göz yummuşsunuz. Rahmetliler Ali Sami Yen ve Metin Oktay bile bunları yaşasaydı isyan ederdi emin olun. Buna rağmen kimseye zarar gelmesin diye '4. yıldızı takmadan bir yere gitmem' dedim. Benim Galatasaray'a gelişimin birinci gününde Sayın Dürüst ve Sayın Aysal ile öğlen 3 senelik mukavele imzaladık. Herkesin isteği üzerine geldim. Aynı akşam, 24 saat geçmeden evime gönderilen bir yönetici, 'başkan, her yıl başarılı olmak kaydıyla, bu 3 senelik sözleşmeyi birer seneye döndürmeyi rica etti' dedi. Benim yerime kendinizi koyun. Eğer haysiyeti kırılan birisi varsa o da benim. Bir gün bile çıkıp, bununla ilgili tek kelime söylemedim. Ancak zaten bizim sözleşme problemimiz ilk günden başlamış. Çok da ileri gitmeye gerek yok. Bununla ilgili Galatasaray etiğine bağlılığımdan herhangi bir şey söylemedim."

"AŞK OLSUN HATTA YAZIKLAR OLSUN"

Galatasaray'dan gönderilme sebebinin hala anlaşılıdığını düşünmediğini kaydeden Terim, kendisiyle ilgili yapılan yorumlara tepki göstererek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Başkan aradı aramadı, ulaşmak istedi istemedi, milli takımı çalıştırdım çalıştırmadım... Mesele bu değil. Zaten istenmeyen bir durum vardı. Buna uygun bir kılıf bulunmaya çalışıyordu. Demek ki şartlar o zaman oluştu. Sadece alınmak istenen bir karar vardı. O günden bu güne bu kararı haklı göstermek için nedenler sıralanıyor. Kimse benimle çalışmak zorunda değil. Bunun için hak etmediğim iddiaları servis etmek yakışmıyor. Dahası asıl bunlar haysiyet kırıcı. SMS kayıtlarının bir gazeteciye servis edilmesi, hocasından habersiz bir futbolcuyla prim pazarlığı yapmak, alnının akıyla 2 sene şampiyon olmuş, başarılar yaşatmış hocanızı, değerlerinden vurmaya çalışmak haysiyet kırıcı. Biz de mi telefon kayıtlarını açalım? Bu benim tarzım değil. Bana ve Galatasaraylılığa yakışmaz. Bunlardan daha çok zoruma giden bir durum var. O da konsantrasyonumu kaybettiğimin söylenmesidir. Bana başka bir şey söyleydi zoruma gitmezdi. Aşk olsun hatta yazıklar olsun."

Başkan Aysal'ın telefonlarına çıkmadığı şeklindeki iddiaları hatırlatarak, duygulandığı görülen ve elini masaya vurarak konuşan Fatih Terim, şöyle devam etti:

"Deplasmanda Beşiktaş derbisini kazanmış, 3 tane önemli deplasmanı atlatmış, namağlup bir Galatasaray bıraktım. İlk maçlarda alınan skorlar üzerinden mi beni yargılayacaksınız? Benim emeğimi böyle bi sorgulayacaksınız? Başarı varsa varsın, yoksa yoksun, öyle mi? Hakikaten yazık... O zaman 3 maçta 1 puan alınan Şampiyonlar Ligi'ni hatırlayalım. Zaten bir şey söylememe gerek yok. Kupalar geride duruyor. Ben sadece başarısızlıklardan sonra değil, çok büyük başarılardan sonra da telefonumu kapattım. Geçen sene şampiyonluk gecesi kapattım. Real Madrid karşısında 33 dakika muhteşem oynamış bir takımın ondan sonra çözülmesi ve bu şekilde yenilmesi beni çok üzmüş olamaz mı? Travma yaşıyor olamaz mıyım? Ben insan değil miyim? Karımla ve çocuklarımla göreşmezken telefonumu kapatamaz mıyım? Bu mudur benim suçum? Ben de bir insanım. O gelecek telefonların hepsi de 'Üzülme sen bize lazımsın' diyecek olmasına rağmen kendi aileme de kapattım, evime de gitmedim."

Dürüst ve Albayrak'ın yönetime alınmaması

Ünal Aysal'ın iki yıl yönetimde bulunan Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak'ı yeni yönetime almaması hakkında konuşmasının doğru olmayacağını belirten Terim, şu ifadeleri kullandı:

"Ben atandım, onlar seçilmiş... Ancak elbetteki içime sindirdiğimi söyleyemem. Benim için dostlukları ve hayatımdaki yerleri apayrı. Eksikliklerini her zaman hissettim. Varlıklarında da çok mutlu oldum. Bu vesileyle Galatasaray'a ve şahsıma kattıkları için ve Galatasaraylılıkları için çok teşekkür ederim."

Sneijder konusu

Terim, Hollandalı futbolcu Wesley Sneijder'le bir sorunu olup olmadığı sorusuna da şu yanıtı verdi:

"Benim herhangi bir oyuncuyla ne gibi bir sorunum olabilir. Bu, Sneijder özelinde değil, bir oyuncu alırken birçok kriterimiz var. İnce eler sık dokuruz. Bunun için dönüş yapar, son saniyeye kadar 'hayır' deriz. Bunun üzerinde hep beraber son saniyeye kadar kulübümüzde teknik ve ekonomik katkısı daha çok olur diye bakarız. Ben ne dediğimi basına söyledim, Sneijder'in yüzüne de söyledim. Bu öncelikler ve ihtiyaçlar ile geri dönüş meselesidir. Benim Sneijder'le hiç problemim olmadı. Biz ona sadece sıkıntısı olduğu zaman burada olduğumuzu ifade ettik."

Terim, Galatasaray'ın Spor Toto Süper Lig'de şampiyon olması durumunda şampiyonluk kutlamalarına gidip gitmeyeceği şeklinde bir soru üzerine, "Kişilere kırılıp, kızıp Galatasaray'a arkamı döneceğimi zannedenlere rağmen giderim. Kimsenin şüphesi olmasın" diye konuştu.

Ligde oynanacak Fenerbahçe-Galatasaray derbisini milli takım teknik direktörü olarak statta izlemesi gerektiğini düşünmesi durumunda Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu'na gideceğini aktaran Terim, takımdaki bazı oyuncuların kendisini başkan Aysal'a şikayet ettiği yönünde duyumlar aldığının altını çizerek, "Buna inanmak istemedim. Ben çocuklarıma ve oyuncularıma her zaman güvendim" ifadelerini kullandı.

GALATASARAY TARAFTARINA SESLENDİ

Sözlerini Galatasaray taraftarına seslenerek bitiren Fatih Terim, şöyle konuştu:

"Beni ben yapan, Fatih Terim'i 'imparator' diye bağrına basan, iyi günümüzde ve kötü günümüzde daima yanımızda olan muhteşem Galatasaray taraftarına... Ben ne sizden ne de Galatasaray'dan ayrılmadım, ayrılmam. Ben ne sizi ne de Galatasaray'ı bırakmadım, bırakmam. Şimdi elimi kalbime götürüyorum ve Galatasaray taraftarının benim için yaptıklarına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. 40 yıl içinde hakkım varsa hakkımı Galatasaray taraftarına ve Galatasaraylılara helal ediyorum. Siz de hakkınızı bana helal edin."

Bu arada, gazetecilerin yoğun ilgi gösterdiği basın toplantısının düzenlendiği The Grand Tarabya Otel'in bulunduğu kıyıya tekne ile gelen Galatasaraylı bir taraftar Fatih Terim'e destek verdi. Taraftar, teknesine "İnadına Terim" ve "Ya Terim ya ölüm" yazılı pankartlar astı.

Mesut Özil Almanya'yı Neden Seçti

Mesut Özil Neden Almanya'yı Seçti


Türk Milli Takımı yerine Almanya Milli Takımı'nda oynamayı seçen Werder Bremen'in Türk asıllı futbolcusu Mesut Özil, kendisi için tercih yapmanın çok zor olduğunu söyledi.
Werder Bremen'in Perşembe günü öğleden sonra yaptığı antrenman sonrası DHA muhabirinin sorularını yanıtlayan genç futbolcu, karar vermesinde ailesi ve arkadaşlarının da etkili olduğunu belirtti. Türkiye'yi çok sevdiğini ancak Almanya Milli Takım yetkililerinin kendisiyle daha çok ilgilendiğini ve değer verdiğini anlatan Özil, "İnanın karar vermekte çok zorlandım. Günlerce düşündüm. Zaman zaman uykusuz kaldım. Ben Almanya genç takımında oynadım. U21 takımında forma giydim. Burada benim bir çevrem ve arkadaşım var. Uzun uzun düşündükten sonra Almanya Milli Takımı'nda oynamaya karar verdim. Karar verdikten ve açıkladıktan sonra rahatladım. Üzerimde büyük bir baskı vardı. Bu süre içinde Alman Milli Takım yetkilileri benimle yakından ilgilendi. Türk Milli Takımı'ndan aynı ilgiyi ve yakınlığı görmedim. Şu an huzurluyum ve mutluyum" dedi.
BENİM İÇİN YENİ BİR DÖNEM BAŞLADI
Almanya Milli Takım kampına davet edilmesinin kendisini çok mutlu ettiğini ifade ede Mesut Özil, "Kararımı açıkladıktan sonra Almanya Milli Takımı kampına davet edildim. Çok mutlu oldum. Milli formayı giyecek olmam beni çok heyecanlandırdı. İnşallah başarılı olurum. Hedefim uzun yıllar Almanya Milli Takım formasını giymek. Benim için yeni bir dönem başladı" diye konuştu.